24 Temmuz 2012 Salı

Ürün Yerleştirme

Markalar her zaman hedef kitlelerine mesajlarını iletmekle zorunludurlar. Ve bu mesajların da algılanması gerekir. Eğer mesaj iletilmez ise markalar için unutulma, tercih edilmeme ve yok olma tehlikesi ortaya çıkacaktır.
Hepimizin bildiği gibi mesajları tüketiciye yada hedef kitleye ulaştırmanın farklı birçok yöntemi vardır. Reklam, halkla ilişkiler, sosyal medya yada doğrudan pazarlama. Bunun bir başka yolu da ürün yerleştirmedir. Dolayısıyla ürün yerleştirme için de bir mecraya ihtiyacımız bulunmaktadır. Bu mecralar televizyon, sinema olabilir.
Ürün yerleştirme nedir diye düşünrsek, bir firmanın üretmiş olduğu ürünleri yada markasını bir sanatsal eser içine marka adına olumlu bir izlenim yaratabilmek hedefiyle yerleştirmektir. Reklamlarda yapıldığı gibi, yerleştirilen araca bir bedel ödenmesi gerekir.
Ürün yerleştirmede çok önemli bir konu doğal olmak ve doğal görünmektir. Buna örnek olarak televizyon dizilerinde ailece yenilen bir yemekte bir kola şişesinin sofrada olması ile gerçekleştirilen ürün yerleştirmedir. Burada kolanın markası gözükmekte.
Ürün yerleştirmede bir başka nokta da markanın doğru kullanılıp kullandılmadığını tüketiciye gösterebilme şansına sahip olmaktır. Marka hatırlanması ve tanınma oranını da artırdığı bir gerçektir.Reklamlarla kıyaslamak gerekirse maliyet olarak çok ciddi avantajlar meydana getirir. Özellikle TV’de zapping gibi kaçışlara fırsat vermeyerek önemli bir avantaj sağlar.
Ürün yerleştirmenin pozitif olmayan bir özelliğini düşünürsek o da aşırıya kaçılmasıdır. Bazı izleyiciler bu faaliyetlerden rahatsız olabilirler. Bunu engellemek için ürün yerleştirme faaliyeti doğal ve aşırıya kaçılmadan yapılmalıdır.
Gelecekte ise ürün yerleştirmenin önemi artacağı için reklam ajansları ve halkla ilişkiler üzerine çalışan firmalarda ürün yerleştirme birimleri kurulması muhtemeldir.
Ürün yerleştirme faaliyetleri reklamverenleri büyük finansal kazanımları getirmekle beraber markalara ters etki yapıp kolayca zarar görmelerine de sebep olabilir. Burada fazla göze çarpan ürün yerleştirmelerinden uzak durmak ve tüketiciyle marka arasında her zaman samimi bir duygusal bağ kurmak esastır.

13 Temmuz 2012 Cuma

Gençlik Pazarlaması

Nüfusunun yarısından fazlası 28 yaşaltı olan bir ülkede yaşadığımız için gençlik ve gençliğe yönelik olan pazarlama faaliyetleri çok önem kazanıyor.
Gelişmiş ülkelerin nüfuslarının yaşlanması ve ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerin genç bir nüfusa sahip olması sonucu dünyada yavaş yavaş söz sahibi olmaya başlamaları genç nüfusa sahip olmanın önemini bir kez daha göstermekte.
Markaların bu genç kitleye odaklanmamaları ve dokunmak istememeleri imkansız. Hedef kitle genç olunca yöntemler de yeni olmak zorunda. Geleneksel pazarlama yöntemleri yerine yeni pazarlama yöntemlerinin uygulanmasına gençlik pazarlaması diyoruz.
Markaların gençliğin ihtiyaçlarını anlamaları, gelecekteki trendleri iyi okumaları yani gündemi bir şekilde belirleyebilmeleri, gençlikle bağ kurabilmeleri gençlik pazarlamasını başarılı bir şekilde yapabiliyorlar diyebiliriz.
Gençliğin teknoloji ile iç içe olması ve internete aşırı derecede tutkun olması da pazarlama mecralarını büyük bir şekilde etkiliyor. Dolayısıyla sosyal medyada yani dijital ortamlarda verilen mesajlar daha fazla etkili oluyor. Dijital ortamlarda da doğru hedef kitleye doğru mesajı iletebilecek geleneksel mecralardan farklı olarak ayrı bir uzmanlık gerektiriyor. Bunun için de dijital mecraları doğru kullanabilen gençlik ajansları ortaya çıkmış durumda. Bu ajanslar gençliği üniversitelerden, sokaklardan ve sosyal medyadan analiz edebiliyorlar.
Gençler, orta yaş gruplarına göre daha aktif bir yaşam sürüyorlar. Markaları ve ürünleri daha iyi tanıyıp, analiz edebiliyorlar. Birşeyler satınalmadan önce internette araştırma yapabiliyorlar. Ayrıca arkadaşlarından oldukça fazla etkilenerek satınalma yapıyorlar. Burada gençlik pazarlaması için ağızdan ağıza(WOMM) pazarlamanın da önemi ortaya çıkıyor. Markaların bu detaylara önem vererek pazarlama faaliyetlerini etkinleştirmeleri gerekiyor.
Sonuç olarak ülkemizde önceki kuşaklara göre daha bilinçli, markaları araştıran ve sorgulayan ayrıca gerektiğinde de eleştiren bir kitle bulunmakta. Bu kitle güvendiği markalara da sadakati yüksek bir kitle. Markaların gençliğin beklentilerine uygun faaliyetlerde bulunarak sürdürülebilirliklerini sağlayacakları ortada.

1 Temmuz 2012 Pazar

Medya Planlama Nedir?

Bugünün pazarlama bütçelerinin önemli bir kısmı medyada harcanmakta. Özellikle çok uluslu firmaları göz önüne aldığımızda rakamların gerçekten çok yüksek olduğu ortada.Pazarlama ve marka yöneticilerinin de bu bütçenin etkin ve doğru yönetmeleri başarılarında önemli bir gösterge.
Medya planlamayı nasıl tanımlarız diye düşünürsek iletilmek istenen mesajın hedef kitleye ulaştırılmasında medya kanallarının nasıl kullanılması gerektiğini belirleyen sürece medya planlama diyebiliriz.


Bu iş için özellikle bu işte uzmanlaşmış medya ajansları bulunmakta. Hedefleri genel olarak alabildiği kadar reklam noktasını müşterileri için talep edilen fiyatlarda almak ve iletilmek istenen mesajı bu noktalardan tüketiciye iletebilmektir.
Medya ajanslarına müşterileri için kullandığı bütçe çok fazla olduğu için iletilmek istenen mesajın hedef kitlenin ne kadarlık bir dilimine ulaştığı ve yapılan yatırımın ne kadar sürede geri döndüğü(ROI) fazlasıyla önemlidir. Bu değerlerin doğru bir şekilde ölçülmesi ve raporlanması günümüz markalarının medya ajanslarından beklentisidir.
Medya ajanslarından sadece ölçüm ve raporlama beklenmemekte. Günümüzde ve gelecekte markaların en büyük beklentilerinden biri marka deneyimi oluşturabilmek olacak. Tüketici ile markayı günün 24 saatinde temas halinde tutabilmek de başka bir beklenti olarak gözüküyor.
Marka deneyimi yaratabilme kavramı gelecekte medya ajanslarından fazlasıyla beklenilecek. Hedef kitleyi mesaja maruz bırakmaktansa, iletişimi aktif hale getirerek deneyim yaratabilecek aktivitelerin planlanması gerekecek. Marka ile tüketici arasında duygusal bağ kurmanın yanı sıra bir diyalog olması ve marka hakkında bilgiler içeren hikaye paylaşma eylemleri marka deneyimi yaratmanın olmazsa olmaz konularıdır.
Tüketici ile günün 24 saati temas halinde olabilmek ise dijital dünyanın ortaya çıkması ile gündemimize girdi. Markaların bu ortamlarda başarılı işler yapabilmeleri için ve oluşabilecek fırsatları değerlendirebilmeleri için 365 gün 24 saat tetikte olmaları kendi yararlarına olacaktır.
Medya planlama alanlarında hizmet veren medya ajanslarının da müşteri ile marka arasında diyaloglar kurabilen iletişim şeklini 365 gün 24 saat sürdürerek insan odaklı marka deneyimi yaratabilmeleri kendilerinden markaların bugün olduğu gibi gelecekte de önemli bir beklentisi olacaktır.